Şebnem İşigüzel (Hanene Ay Doğacak) (Bugünkü Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü)

Şebnem İşigüzel (Hanene Ay Doğacak)

Ana Sayfa | Blog | Şebnem İşigüzel (Hanene Ay Doğacak) (Bugünkü Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü) - 8.04.2019

Şebnem İşigüzel (Hanene Ay Doğacak)

Şebnem İşigüzel (Hanene Ay Doğacak)

Şebnem İşigüzel’in hikâye kitabı (1993)  9 hikâye. Sevgili Bayan Arvadak (1) kadavralar üzerine çalışan bir doktorun ağzından anlatılmış. Bu ilk hikâyede, kadavralarla cinsel ilişkiye giren morg görevlileri ile ilgili pek çok kısa öykü var. Doktorun ağzından Bayan Arvadak’a yazılmış olan bu kısa öyküde, anlatıcı öncelikle Bayan Arvadak’ın doktorun yeni sekreteri olacağı yanıltmasını yapıyor. Daha sonra bu kadının hayat hikâyesi anlatılıyor. Öykünün sonuna gelindiğinde aslında Bayan Arvadak’ın da laboratuvara gelen bir kadavra olduğu anlaşılır. Tabut (2) aynada yüzünü seyreden bir kadını anlatan bir cümleyle açılır. Kadın sevdiği erkeği kaybeden birinin yüz ifadesinin nasıl olacağını düşünmektedir. Daha sonra siyasi bir sürgün olan sevgilisiyle Almanya’da yaşayan kadın, anlatıcı olur. Kadının sevgilisi ölmüştür ve onun tabutuyla birlikte ülkesine dönecektir. Bu sırada dayısı tarafından taciz edildiği çocukluğunu düşünür. Sevgilisinin cenazesini almaya gittiği hastanede baygınlık geçirir. Ülkesine döndüğünde ise tabut kurşunlanacaktır. Bu sahneden sonra anlatıcı tekrar ayna karşısındaki kadın olur ve sevgilisinin tabutu kurşunlanan kadını düşünür. Suya Yazılan Mektuplar (3) 9 mektup şeklinde kurgulanmıştır. Başlangıçta bir kadın tarafından ayrıldığı sevgilisine yazılmış görünen mektupların daha sonra bir annenin cinsel ilişki yaşadığı oğluna yazdığı anlaşılır. Anne bir sahil kasabasında yaşamaktadır ve ressam olan oğlu onunla konuşmamaktadır. Kadın eşcinsel bir erkekle evlidir fakat bunu umursamaz. Öykünün sonunda kadın alkolik olur ve mektuplar giderek kısalır. Son mektuptan sonra anlatıcı kadının oğlu olur ve annesinin kasaba hakkında tarif ettiği her şeyin yalan olduğu ortaya çıkar. Bir Öğleden Sonra (4) Binbir Gece Masalları’ndan bir epigrafla açılır. Epigrafta iki kardeş arasındaki ilişki anlatılmaktadır. Hikâye ise baba-kız arasındaki cinsel ilişkiyi anlatır. Kız 17 yaşından beri babasıyla ilişki yaşamaktadır. Annesi bu durumu öğrenince evden ayrılmak zorunda kalmıştır. Fakat ensest ilişki anneden gizli bir şekilde devam etmektedir. Öykünün anlatıcısı genç kız kendini her şeyi siyah beyaz gören bir köpek gibi tasvir eder. Daha sonra babasıyla gizli buluşma yerleri olan otel odasında birlikte olur. Benimle Ölür Müsün? (5) intihar hakkında bir monologla açılır. Anlatıcı-kahraman daha sonra ölümle yüzleşme anlarını bir bir sıralar. Gençken bir kızla ilişki yaşamıştır ve kız ona birlikte intihar etmeyi teklif etmiştir. Anlatıcı kıza aşık olsa da bu teklifi kabul etmez ve kız ölür. Daha sonra otobüs şoförü olan anlatıcı yolcuların ölümle ilişkisi hakkında hikâyeler anlatır. Öykünün sonunda hepsini kurtarmak için otobüsü uçuruma sürer. Hanene Ay Doğacak (6) ev içinin tasviriyle başlar. Evin genç kızı yatmaktadır ve başı ağrır. Aslında kız ölmüştür, yine de ev halkını anlatmaya devam eder. Evde anne, baba, babaanne, erkek kardeş ve bir çocuğu olan abla yaşamaktadır. Erkek çocuk komünisttir ve duvarlara yazı yazar. Aile yoksul bir ailedir. Fakat anne elyazması değerli kitaplar okuması gereken ince ruhlu bir kişidir. Genç kız annesine başka bir yaşamın yakışacağını düşünür. Daha sonra babaannenin gençliğinde uğradığı baskıları düşünür, genç kız. Saçlarının kestirilmesine izin verilmemiştir. Odaya giren anne kızının öldüğünü fark eder. Adet olduğu üzere makasla üzerindekileri kesmek ister, babaanne makasla saçlarını kısacık keser. Şehir Beni Terk Etti’de (7) anlatıcı-kahraman insanların doğduğu şehri terk etmemesi gerektiğini söyleyen arkadaşına seslenir. Kendisi de şehri terk etmeyi düşünmektedir. Öykü şehirle ve anlatıcının kendisini şehre bağlayan şeylerle hesaplaşmasını anlatır. Yazar parantez içlerinde okura seslenip dikkatli okuması gerektiğini söyler öyküyü. Bir Filmin Son Sahnesi İçin Gerçek Yaşamdan Alıntılar (8) altı alt başlıktan oluşur. Her bir başlık birer sahne şeklinde kurgulanmıştır. Cinayet işlemiş anlatıcı-kahraman yaşamını sorgulamaktadır bu sahnelerde. İlk başlıkta kadınlara olan ilgisinden ve evlenemediğinden bahseder. İkinci başlıkta öldürdüğü kişinin karısıyla kardeşinin üzerine yürüdüğünü anlatır ve bir insanı öldürmüş olmasına şaşırır. Üçüncü başlıkta kendisine âşık olan bir eşcinselin aşkına karşılık verip onunla evlenmediğine pişman olur. Beşinci başlıkta kendisini asan bir arkadaşını hatırlar. Son başlıkta ise idam kararı verir ve bu kararı bir film sahnesiymiş gibi dışardan gözlemler. Ayrıntılı Planlarımız Buraya Kadar’da (9) iki hamile kadın bir doğumhanede sedye üzerinde kendi hayatları ve birbirleri hakkında düşünürler. Hikâyede iki kadın da anlatıcıdır ve sesler iç içe geçmiştir. İlk orta yaşlıdır, doğum vakti gecikmiştir ve bebeğinin ölmüş olmasından endişelenmektedir. Bebek sevdiği bir adamdandır, adamın siyasi bir sürgün olmasına rağmen doğurmaya karar vermiştir. Yan sedyede yatanın genç bir punkçı kız olduğunu düşünür. Oysa diğer kadın bir oyuncudur ve punkçı bir genç kız rolü oynamaktadır. Sevgilisi çocuğu istemez ama o hamileliğini mümkün olduğunca gizleyerek zor kaptığı başrolü sürdürmek ister. Provalarda kanaması başlar ve çocuğu düşürür. Hikâyenin sonunda kadının bebeği ölü doğar. Odaya geri getirildiğinde yan sedyede yatan oyuncu kadının onun gençliği olduğu anlaşılır (İlk baskı Can Yayınları, 1993, Everest Yayınları, 2001, İletişim Yayınları, 2006).

Şebnem İşigüzel (Hanene Ay Doğacak)